Deva Partili Mehmet Billorer ; ‘’Endişeye mahal yok!’
Marmaris gölgesi
17.01.2023

DEVA Partisi Bodrum İlçe başkanı Mehmet Billorer  DEVA Partisi Ankara’da Türkiye’nin DEVA’sı etkinliğine katıldı. Billorer  etkinliğine bir gün önceden katılarak bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Ziyaretlere Milas İlçe Başkanı Süleyman Demirtaş, Dalaman İlçe Başkanı Bilal Baykan eşlik etti. Damla Damla Büyüyoruz, DEVA Damlaları Türkiye’nin Tüm noktalarından Ankara’ya sel olup yağdı Ankara’daki etkinliğe bir gün önceden gelen partililer genel merkezde birim başkanları tarafından konuk edilerek yaşadığı yerler ve çalışmalar hakkında bilgi alışverişinde bulundu. Bodrum’un sorunlarını ve DEVA eylem planlarındaki projelerin Bodrum’a entegre edilerek çözüm olabilecek konuları Turizm, Kadın Politikaları, Sosyal politikalar, tarım politikaları, ekonomi  ve kurumsal iletişim gibi önemli konuları bizzat Birim başkanları ile görüşme imkanı buldu. Mehmet Billorer Ziyaretle ilgili açıklamalarda bulundu. Trol Ordusu ve Algı yönetimine karşı haberi doğru yerden almak önemli.Ankara’da yapmış olduğum iki günlük ziyarette Milas ve Dalaman ilçe başkanlarımla birlikte görev aldığımız ilçelerimiz  için Genel merkezimizde çok olumlu görüşmeler gerçekleştirdik. DEVA Partisi sözcümüz ve seçim işleri Başkanımız Sayın Av. İdris Şahin ile Seçim güvenliği ve Muğla ölçeğinde ilçelerimizin değerlendirmesini  gerçekleştirdik. DEVA Partisinin 6 ‘lı masada 30 ocakta gerçekleştireceği Hükümet programının başarıyla tamamlanmak üzere olduğunu ve 6 siyasi partinin de ahenk içinde çalıştığı bilgisini aldık. Troller ordusunun en ufak bir kelimeyi cımbızla çekerek nasıl algı yönetimi yaptığını ve bu algılara düşmemek için DEVA haberlerini Partimizin sosyal ve internet sitelerinden öğrenilmesi ve iki haberi karşılaştırarak doğrusunun hangisi olması gerektiği konusunda sohbet ettik.

 

Turizm Eylem Planımız’da Muğla, Bodrum, Milas, Dalaman , Fethiye, Marmaris rahat nefes alacak.

 

Turizm politikaları başkanımız Sayın Helun Fırat’la yaptığımız görüşmelerde Turizm’in Muğla ve ilçeleri için çok önemli olduğunu belirttik. Turizm konusunda önümüzdeki ay için Turizm ve paydaşları ile Bodrum’da çalıştay yapma sözü aldık ve çalışmalarımıza hemen start aldık. Turizm çalıştayında Turizme dayalı tarım ve Sağlık turizmi gibi konularıda içine alarak diğer tarım ve sağlık politikalarımıza da bilgi verdik. Bodrum’un her konuda Ankara’da ki sesi olacağımızı Birim başkan yardımcılarımıza anlattık.

 

DEVA Parti Başkan Yardımcıları ziyarete gelen tüm partililerle tek tek ilgilendi.

 

Ankara ziyaretine geldiğimizde genel merkezimiz de Türkiye’nin her köşesinden gelmiş yüzlerce arkadaşımız vardı. Hepimizin ortak özelliği Bir DEVA Damlası olmamızdı. Başkan yardımcılarımız ziyarete gelenlere İl başkanı ilçe başkanı, üye, gönüllü diye ayrıştırmadan tek tek ilgilendiler. Her konudaki sorularımızı cevaplayarak, bilgi alıp not ederek söz verdiler. Bodrum olarak seçimin ardından Milletvekillerimizle Ankara ‘da Bodrum Ve Muğla ilçeleri için yapacağımız çalışmanın, ateşini yakmış olduk. Sözümüzü aldık verdiğimiz verginin karşılığını hizmet olarak alacağımız günler yakın. 8 TL verdiğimiz verginin 1 TL olarak gelmesi artık son buluyor Bodrumlu vatandaşlarımızın bundan hiç şüphesi olmasın.

 

6.000 kişilik Atatürk Spor salonunda 12.000 kişi ve dışarıda içeri giremeyen binlerce kişi ile Ankara’da Sel Olduk

 

Ankara’da bir araya gelen DEVA’daşlarımız iktidarın ayak seslerini Türkiye’ye gösterdi. Sayın ali Babacan CumhurBaşkanı sloganlarıyla sahneye girdi. Bodrumlu vatandaşlarımla paylaşmak istediğim en önemli ayrıntı. Salonda bir tane bile Genel Başkanımız Sayın Ali Babacanı'n resmi yoktu. Mesaj netti Ben Değil Biz vardı, Görülmeye, duyulmayan tüm kesimler birdi, protokol yoktu tüm partililer iç içe idi,MYK, kurucular, başkan yardımcıları teşkilatın içindeydi, Omuz Omuza Seçim startını verdik.CumhurBaşkanı aday kriterlerine Uyacak Lider , Tecrübesi, Liyakat’ı Samimiyeti ile salona bu coşkuyu verdi. O an düşündüğünüz onüre olduğunuz bu oluşumda bir damla olmanın bile Türkiye’nin geleceği için önemli olduğuydu.

DEVA Partisi Başkan Yardımcıları Özverili ve Liyakatli Bir Kadro

Başkan Yardımcıları birbirinden değerli isimler ve tümü ben değil biz odaklı bunu anlatmak için kısa anestoslar vermem yeterli.Tarım Politikaları Başkan Yardımcımız Karlıtekin; Başkanın sizi Tarım Bakanı görmek isteriz sözüne cevap olarak; Deva Partisi içinde su taşısam bile benim için önemi yok, hepimiz aynı damlayız cevabı Halka İlişkiler Politikaları  Başkan yardıcımız  Mehmet Emin Ekmen; Salonlara sığmadık dediğimizde Bu DEVA damlalarının sizlerin başarısı siz olmasanız biz olmayız cevabı.

DEVA Umut Siyaseti yapıyor, Türkiye genelinde tüm kesimlerden bağış alıyor.

Mali Konular Başkanı Mustafa Uçak; Bu kadar harcamaları nasıl yapıyorsunuz sorusuna cevap olarak; Şu Türkiye genelinde devlet yardımı almadan bağışlarıyla bu kadar çalışmayı yapabilen tek partiyiz Türkiye’nin her kesiminden bağış alıyoruz. Geçen gün bir KPPS li öğrenci ziyaretime geldi.  3 defa sınava katıldığını ve yüksek puan almasına rağmen atanamadığını belirtti. Ama DEVA partisinden dolayı umutlu olduğunu ve bağış yapmak istediğini söyledi. Cebinden tüm parası olan 150 tl yi çıkardı. Sordum bunu verirsen eve nasıl gideceksin. Dedi  ki evim 1 saatlik yol eğer alırsanız güzel bir şey yaptığım için o yolu huzurla yürüyerek gideceğim. Ve DEVA Partisi bundan dolayı bu kadar güçleniyor, Görülmeyeni gördüğümüz, Duyulmayanı duyduğumuz için insanların umudu olduk, Korku siyaseti değil, Umut siyaseti yapıyoruz dedi.Mehmet Billorer Açıklamasından sonra Ankara Atatürk stadında konuşma yapan Sayın Ali Babacan’ın konuşmasında önemli noktaları Bodrum kamuoyu ve yerel basın ile paylaştı Konuşmasına Tac Mahal’in hikâyesiyle başlayan Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

‘Sadece Şah Cihan’ın değil, Erdoğan’ın da hikâyesi’

“Babür İmparatoru Şah Cihan, çok sevdiği eşi Mümtaz Mahal’i kaybetmiş. Eşinin mezarının olduğu yere güzel bir türbe yaptırmak istemiş. En iyi mimarları getirtmiş. Minareler kubbeler yükseldikçe, yapının azameti belirmeye başladıkça, Şah mest olmuş, kendinden geçmiş. Bu koskoca anıtın uğruna yapıldığı mezar ise küçücük kalmış. Şah, bu anıtı ne için yaptırdığını unutacak kadar kendini kaybetmiş. Yapı gittikçe büyümüş ama Şah bir türlü tatmin olmuyor. Mezarın üstüne daha fazla sütun, daha büyük bahçeler yaptırmış. Şah’ın içine sinmeyen, ahengi bozan bir şey varmış. Bir gün bu kubbelerden birinin üstüne çıkıp aşağı doğru bakmış... Uğruna heybetli bina inşa ettiği eşinin küçücük kalmış mezarını görmüş. Heyecanla ‘İşte buldum’ demiş. ‘Ahengi bozan şey bu. Atın bunu buradan’. Rivayet odur ki, mezarı kaldırtmak istemiş. İşte bu aslında sadece Şah Cihan’ın değil, Erdoğan’ın da hikayesi.”

 

‘Birlikte yola çıktığımız Erdoğan sözünden döndü’

 

“2001’de birlikte yola çıktığımız Recep Tayyip Erdoğan sözünden döndü. Şah Cihan gibi, külliyenin tepesine çıktı ve ‘Yıkın bunu’ diyerek, kendisini oraya taşıyan demokrasiye gözünü dikmeye başladı. Aynı Mümtaz Mahal’in mezarı gibi. Artık Erdoğan için demokrasi, o harmoniyi bozan küçük bir ayrıntıydı çünkü. Adalet, ortak akıl, istişare, çoğulculuk hepsi; o harmoniyi bozan küçük ayrıntılardı. Kendisine oy veren milyonlarca seçmenle beraber yola ne için çıktığını unuttu. Ben bu hikâyeyi kabul etmiyorum. Biz yola çıkarken ulaşmak için çabaladığımız özgürlüklerden, ileri demokrasiden, evrensel hukuk değerlerine olan sadakatten, çoğulculuktan, katılımcılıktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. O ne yaptı? Hak ve özgürlükleri ezdi geçti.”

 

‘34 yaşında bir genç olarak siyasete girdim’

 

“Siyasete adım attığım ilk günden itibaren, dile kolay, 7825 gün oldu. 34 yaşında, ülkesinin yarınlarını dert eden bir genç olarak siyasete girdim. AK Parti’nin kurucu üyesi olarak siyasete ilk adımımı attım. En genç bakan bendim. Ekonominin tüm yükünü, önceki hükûmetlerin yıllarca biriktirdiği o ağır yükü üstlendim. Hazine Bakanlığıyla beraber Avrupa Birliği Başmüzakerecisi de oldum. Gecenin 2’sinde randevu veriyorduk insanlara gündüz 2’de geliyorlardı. ‘Gece 2’de randevu mu olur?’ diyorlardı. Böyle çalıştık işte. Asla yalnız yürümedim. Hep bir takımın içinde oldum. Dışişleri Bakanlığı yaptım. Doğru hedefler, doğru isimler ve doğru politikalarla ülkemizin itibarını ve gücünü artıran bir diplomasi ekibinin  başında oldum. Her şeyi özgürce tartışıp istişare edebildiğimiz bir hükûmetle ülkemize tarihi bir dönem yaşattık.”

 

‘Biz ayrıldıktan sonra ise milli gelir neredeyse yarı yarıya düştü’

 

“İki büyük krizi, 2002 ve 2009 krizlerini çözen ekibin başındaydım. 2002’den 2013’e milli gelirimiz yaklaşık 3 kat arttı. 3.600 Dolardan 9.700 Dolara çıktı. Bunlar dolar enflasyonundan arındırılmış rakamlar. Biz ayrıldıktan sonra ise milli gelir neredeyse yarı yarıya düştü. 9.700 Dolardan indi 5.800 Dolara. Birisi de çıkmış, ‘Ben imza atmasaydım yapamazdın’ diyor. Ben de diyorum ki, ‘Hikmet imzadaysa, at bir imza da enflasyonu bir düşür bakalım’. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; duy, anla. Dürüst ve ehil kadrolar olmazsa olmaz. Kararları istişareyle almazsan olmaz. Onun için olmuyor. Olmayacak da.”

 

 

 

 

 

 

 

‘Askeri vesayeti de yok ettik ekonomik darboğazı da’

 

“O dönemlerde emekliler maaşından artırdığında tatile giderdi, öğrenciler KYK burslarıyla Avrupa turu yapardı. Kafelerde restoranlarda yemek yemek sıradanlaşmıştı. Başmüzakereci olarak, Avrupa Birliği istikametinde rekor sürede reformlar yapan ekibin sessizce koordinasyonunu yaptım. İnsan haklarında atılım yapıyorduk. Özgürlükleri büyütüyorduk. Hep beraber ‘Avrupa Avrupa duy sesimizi, işte bu Türkiye’nin ayak sesleri’ diyorduk. O yıllarda milletin derdi neydi, biliyor musunuz? ‘Avrupa Birliği’ne gireceğiz ama kokoreç yiyebilecek miyiz?’ diye soruyorlardı. O dönemde Türkiye kavgaların parçası olmadı. Ama devletler arası, milletler arası arabuluculuk yapıyordu. Askeri vesayeti de yok ettik, ekonomik darboğazı da.”

 

‘Hatasıyla sevabıyla tam 14 sene, sadece halkımız için çalıştım’

 

“Hatasıyla sevabıyla tam 14 sene, sadece halkımız için çalıştım. Türkiye’nin o güzel günlerine baktığımda, başarının bir parçası olmak hayatım boyunca benim için bir onur olacak.”

 

‘Her şey bir yüzükle başladı, külliyeyle bitecek’

 

“Keçiören’deki mütevazı evinden taşındı, devasa bir külliye inşa etti. Ben artık orada duramazdım, durmadım. Ve istifa ettim. Pek çok sağduyu sahibi arkadaşlarımız da aynısını yaptı. Her şey bir yüzükle başladı, korkarım, külliyeyle de bitecek.”

 

‘AK Parti’nin kuruluş ideallerinden ayrılan Erdoğan oldu’

 

“Zamanında AK Parti’yi başarılı yapan ilke ve değerlerden biz hiç ayrılmadık. AK Parti’nin kuruluş ideallerinden ayrılan Erdoğan oldu. Bu gidişata uymayan ne varsa gözden çıkarmaya hazır. Yıkıp geçiyor, ezip geçiyor.

 

KHK’larla milyonları canından bezdiriyor. Kanser hastası çocuğu anne babasıyla görüştürmüyor ya. Bu adalet midir?”

 

Herkesin dilinde aynı kelime: Endişe!

 

“Son dönemde her yerde aynı kelimeyi duyuyorum. Konya’da iki çay bir kekin hesabını yapan genç kardeşimden, Diyarbakır’da gün sonu raporuna bakan esnaf arkadaşımdan, Bağcılar’da sabahın karanlığında okula giden liseli öğrenciden, apartmanın posta kutusunda istiflenmiş faturalarda, kendi adını arayan babadan hep aynı kelimeyi duyuyorum. Mutlu bir hayatı olsun diye yavrusunu uzak şehirlere okumak için göndermiş anneden, gece geç vakitte işten çıkıp evine yalnız yürüyen kadınlardan, Yazdığı haberdeki kelimeleri dikkatle seçen gazeteci dostlarımdan, inancından dolayı faize bulaşmamak için birikimini altına, dövize yatırmış hacı amcamdan, nakliye kamyonunu bekleyen çiftçiden, pazarda filesini dolduramayan emekliden, Muhalefete de iktidara da oy vermiş herkesten aynı kelimeyi duyuyorum. O kelime ne biliyor musunuz? Endişe!”

 

 

 

‘Ankara’nın ortasından sesleniyorum: Endişeye mahal yok!’

 

 

 

“İnsanlar hayatından, sevdiklerinin hayatından endişe duyuyor. İnsanlar ülkesinden, siyasetten endişe duyuyor. Evet herkes endişeli. Endişeli öğrenciler. Endişeli kadınlar. Endişeli Kürtler, endişeli Aleviler. Endişeli gençler, anneler, babalar. Endişeli muhafazakârlar, endişeli sekülerler. Her birini çok iyi anlıyor, o duyguyu tam şuramda hissediyorum. Fakat buradan, Ankara’nın ortasından sesimin ulaşabileceği herkese seslenmek istiyorum. Büyüklerim, arkadaşlarım, kardeşlerim; endişeye mahal yok! Bu iktidarın hoyrat politikalarından, yaptığı haksızlıklardan, yaşam tarzlarına yaptığı baskıdan, fakirliği mecburi istikamet haline getiren icraatlarından, eğitimi hallaç pamuğuna çevirip çocukların yarınlarını mahvetmesinden endişe etmeyin.”

 

“Ahmet Amcam, tek bir kişi senin de ailenin de helal lokmasına göz dikemez”

 

“Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir vatandaşının eşit ve onurlu vatandaş olmasına sağlayana dek; biz buradayız. ‘Giderlerse çocuğum işten kovulur’ diyen Esenyurt’taki Ahmet amcam! Hiç merak etme; tek bir kişi senin de ailenin de helal lokmasına göz dikemez. ‘Giderlerse aldığımız sosyal yardım kesilir’ diye çekinen Haymanalı Fadime teyzem! Hiç korkma. Aldığın yardım kesilmeyecek! Tam tersine, zamlar karşısında eriyen yardımları, insanca yaşayacak seviyelere yükselteceğiz. ‘Üniversiteden sonra iş bulamayacağım’ diyen Sivas’taki Derya kardeşim! Biz buradayız, biz! İşsizliğin önüne geçeceğiz.”

 

 

 

‘Anadili hak, Cemevleri ibadethanedir’

 

“Kürtçe öğretmenliği okuyan, ama senede sadece bir adet öğretmen ataması yapıldığı için göreve başlayamayan Azad kardeşim! Biraz sabır. Anadili bir hak. Atamaların önündeki fiili engelleri kaldıracağız. İnancı kültürel bir aktivite olarak görülen Hüseyin kardeşim! Az kaldı. Cemevleri ibadethanedir ve bu statüye kavuşacaktır, hiç merak etme. Tekrar ediyorum: Endişeye mahal yok.”

 

‘Genç arkadaşlarım; DEVA Partisi sizin eviniz, yurdunuz’

 

“Genç arkadaşlarım, ‘beğenmediğiniz’ her konuda haklısınız. Bugün hayatlarınız, çocukluk hayallerinize benzemiyorsa; beğenmeyeceksiniz. Beğenmek zorunda değilsiniz. Bugün yaşadıklarınız, çocukluğunuzdan daha zorsa beğenmeyeceksiniz. Biz de beğenmiyoruz. Sizinle beraber yeni bir hikâye yazmak istiyoruz. DEVA Partisi sizin eviniz. DEVA Partisi sizin yurdunuz.”

 

Babacan’dan AK Partili seçmene: Parmak sallayanlara aldırmayın, onurlu mücadelenin adresi hazır

 

“Vaktiyle Erdoğan’a destek olmuş, oy vermiş dostlarım: Sizlere parmak sallayanlara aldırmayın. Siz, 28 Şubatçı Perinçek’in ve Bahçeli’nin tahribatına ortak değilsiniz. Mafyalarla kol kola yürüyenlerin suçlarına ortak değilsiniz. Ekonomiyi tarumar eden, topladıkları vergileri çıkar gruplarına peşkeş çekenlerden sorumlu değilsiniz. En önemlisi, mecbur değilsiniz! Bu adaletsiz siyasete, kişiliğinizi yok sayan düzene, kişisel çıkarlara odaklanmış iktidara mecbur değilsiniz. Çıkış yolunuz hazır. Onurlu mücadelenin adresi hazır.”

 

 

 

‘Binlerce maddeden oluşan 22 eylem planımızla karşınızdayım

 

“(Türkiye’nin DEVA’sı kitabını göstererek) Bugün binlerce maddeden oluşan 22 eylem planımızla karşınızdayım. Biliyorum, boş söze karnınız tok. Sadece seçim dönemi kapınızı çalanlara güveniniz yok. Fakat bugün burada Türkiye tarihinde bir ilk yaşanıyor. İlk kez bir siyasi parti, daha seçim tarihi dahi açıklanmamışken, en ufak detayına kadar hükûmet programını açıklıyor. Hükûmet programının detaylarını, uygulama takvimini açıklıyoruz. İlk kez bir siyasi parti, tarımdan teknolojiye, ekonomiden insan haklarına, ne yapacağına dair günü gününe yapılmış bir çalışmayı seçmenlere sunuyor. İlk kez bir muhalefet partisi, ‘İktidara gelirseniz ne yapacaksınız?’ sorusuna özgüvenli bir şekilde detaylıca yanıt veriyor.”

 

‘Cumhuriyet tarihinde böylesine hazır bir siyasi program olmadı’

 

“Biz bu ülkeyi yönetmeye hazırız. Bugün burada, bu salonu dolduran DEVA kadroları Türkiye’yi yönetmeye hazır. 22 Eylem Planının 3 taşıyıcı sütunu var: Bir: Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı Ekonomi. İki: Özgür, güçlü ve mutlu bir toplum. Üç: Kaliteli kamu yönetimi, saygın ülke. Özetin özeti bu. Emek veren, aklıyla fikriyle yanımıza koşan herkese çok teşekkür ediyorum. Çok net iddia ediyorum: Cumhuriyet tarihinde böylesine hazır bir siyasi program olmadı.”

 

‘Türkiye’nin 6 ayda geçirdiği dönüşüme inanamayacaksınız’

 

“22 eylem planımızı aynı anda uygulamaya koyduğumuz gün, Türkiye’nin 6 ayda geçirdiği dönüşüme inanamayacaksınız. İlk 90 dakikada; nefes borumuzu açacağız. Derin bir özgürlük nefesi alacağız. İlk 6 ayda ekonomik kriz iklimini ortadan kaldıracağız. İkinci senemiz bitmeden enflasyonu tek haneye indireceğiz.”

 

“‘Bir araya gelmez’ dedikleri kim varsa; hep beraber buradayız”

 

“Solcusundan, sağcısına; ulusalcısından, liberaline; sosyalistinden, muhafazakarına; Türkünden, Kürtüne; Sünnisinden, Alevisine; inananından, inanmayanına; ‘Bunlar bir araya gelmez’ dedikleri kim varsa; biz, hep beraber, hukuk için, adalet için, özgürlük için buradayız.”

 

‘Damga damlaya, oylar DEVA’ya’

 

“Türkiye’nin Yeni Yüzyılına damgamızı vuracağız. Özgürlük damgamızı, demokrasi damgamızı, adalet damgamızı, zenginlik damgamızı vuracağız! Oylar DEVA olsun, Kazanan Türkiye olsun! Damga damlaya, oylar DEVA’ya diyoruz!”

marmarishaberi.com

Marmaris Haberi | Güncel doğru haber sitesi 

Aradığını en güncel haberi burada bulabileceksiniz.

Gizlilik Politikamız
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tamam