Çeşitli tesislerin toplu açılışı için Muğla'ya gelen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Muğla aşkı içimizde hiç bitmeyecek" şeklindeki sözlerinin yer aldığı 1 dakikalık görüntünün Muğla Valiliği'nin Twitter hesabından yayınlanması yeni bir tartışma başlattı.

Bakan Soylu'ya 10 soru yöneltildi Muğla Valiliği'nin resmi sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1 dakikalık videosunun paylaşılması muhalefet tarafından 'siyasi propaganda' olarak yorumlandı. İYİ Parti, tartışma yaratan paylaşımla ilgili Bakan Soylu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi.

Konuyla ilgili İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. İşte İYİ Partili Erhan Usta'nın Bakan Soylu'ya yönelttiği sorular; Anayasa ve kanunların açık hükümleri karşısında; Muğla Valiliğinin resmi Twitter adresinden, adeta, AK Parti İl Başkanlığı gibi AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın propagandasını içeren video paylaşımıyla ilgili sorumlular hakkında işlem başlattınız mı? Muğla Valisinin medyaya servis ettiği fotoğraflarda Mustafa Kemal Atatürk yerine Erdoğan'ın portresinin yer alması Bakanlığınızın bir talimatı mıdır? Aksi halde söz konusu kamu görevlisi hakkında yaptırımınız olacak mı?

Söz konusu tweetin kaldırılması yerine yoruma kapatılması ve önceki yorumların gizlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Muğla Valiliğinin sosyal medya hesapları da danışmanınız Emin ŞEN tarafından mı yönetilmektedir?

Cumhurbaşkanlığı temsilciliğinin siyasi parti temsilciliğini de kapsadığı kanaatinde iseniz neden Devlet Memurları Kanununda değişiklik öngörmediniz?

Vali dahil olmak üzere, memurlar ve kamu görevlilerinin siyaset yapması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bu olaylar karşısında — şayet parti Devleti değilse- Devleti nasıl vasıflandırıyorsunuz?

İlde yaşayan ve diğer siyasi partilere mensup vatandaşlar, bu davranışlar karşısında valiye nasıl güven duyacaktır? Devlete güveni hangi mekanizmalarla sağlamayı öngörüyor musunuz?

Tarafsızlığını kaybetmiş ve sadakat yeminini unutan bu ve benzeri kamu görevlileri ile seçimin güvenliğini nasıl sağlayacaksınız?

Aynı olay, herhangi bir vali tarafından, başka bir siyasi parti faaliyetinde gerçekleşseydi tavrınız ne olurdu?