Muğla’nın Üvey Evlatlarını Açıklıyorum! Başta Demet Akalın…
Canan BAYKIZ 16.08.2024 Şimdiye kadar su meselesi Muğla’da hep Bodrum’un üzerinden anlatıldı. Gerek her sene dışarıdan gelen yazlıkçı nüfusun ülkedeki popülarite düzeyi gerekse mevcut halkın kendini ifade etmekte ve mecra bulmakta zorlanmayan hali gözleri mütemadiyen Bodrum’a çevirdi. Tabi yol ortasında çok sesli, öngörülemez ana isale hattı patlamaları işaret fişeği etkisi yaratmış olabilir. Ayrıca yerel basının aktif oluşu gibi bir sürü neden sıralanabilir bunun için. Bu sabah kalktım ve Menteşe’deki evimde su yok. Susuz bir sabaha uyanmak kadar berbat bir his yokmuş. Planlı bir kesinti mi? Benden kaynaklı bir sorun var mı? diye internette bakınmaya başladım. Bankadaki otomatik ödeme talimatlarıma, MUSKi duyurularına, Menteşe Belediyesine aklınıza ne gelirse…MUSKİ’nin sayfasında” borç sorgulama” için neden e-devlete yönlendiriliyorum anlamadım. Beyan ya da fatura numarasından yapılmasının kime ne zararı var bu sorgulamanın? Yararı şu olabilir, annemin faturası mesela annemin üstündedir ama beyan numarası ile borcu var mı diye bakıp yükümlüsü olmadığım faturayı ödememin önünü açabilir. Kiracı, ev sahibi ilişkilerinde de bu geçerli olabilir. Bu detay diğer belediyelerin web sitelerinde ve uygulamalarında düşünülürken Muğla’da neden düşünülmez. Yıl kaç bizim burada? Onu da bilişimcilere sormak lazım. Sonra yapay zeka beni aldı şikayet sitelerinde uygun bir yere bıraktı. Basın mensubu arkadaşlar, arada baksınlar tavsiye ederim. “Şikayetim Var” isimli sitede, Muğla Büyükşehir Belediyesi memnuniyet ve geri dönüş notu 100 üzerinden 10. Yüzlük puanlama sistemini hatırlayanlar bilir 0-24 arası “sıfır etkisiz” demektir. 25-44 arası “bir geçmez” 45-54 arası “iki geçer”, 55-74 arası “üç orta”, 75- 84 arası “dört iyi” ve 85-100 arası “beş pekiyi” demektir. Halk nazarında sıfır notu almak etkisiz görülmektir. Sebebi ne bu notun? Bu soruyu yanıtsız bırakmamak için okudum tek tek şikayetleri. Sebep: Su kesinti ihbarları, çağrıların ya hiç bırakılamaması saatlerce sıra beklemeye tahammülsüzlük ya anlatılan sorunun halk söylemeden bilinmiyor olması ya da bilinse de çözüm üretilememiş, sorunun giderilememiş olması. Bu arada durum ne zamandır böyle bilmiyorum. Tabi bu duruma kayıtsızlık da etkisizliğin alt yazısı gibi. Kurumsal işletmelerde bunlar sıkı takip edilir. Dalaman’dan Marmaris’e, Ortaca’dan Fethiye’ye, Seydikemer’den Milas’ a su kesintilerinden bıkmış halk. Her yerden gelen ihbarlar dolayısıyla ben aradığımda da çağrı merkezinde önce 7.sırada olduğum bilgisi verildi.Telefonu kapattım. 2 saat sonra bir daha denedim yine önümde 10 kişi vardı. Neyseki evim yakın ulaştım bir şekilde derdimi anlattım. Benim sorunumun belediye ile ilgisi yokmuş. Ama sayesinde “biz Muğla’nın üvey evladı mıyız?” diye başlık açanları su kesintilerinin yalnızca Bodrum’a ait bir sorun olmadığını gördüm. Her olumsuzluk bir olumluya vesiledir bana göre. Ardından sosyal medyada dün önüme düşen Haber Milas’ın videosu geldi aklıma. Videoda çiftçi barajın önünde eylemde. “Milas Akgedik Barajı bizimdir, Bodrum’a buradan su göndermeyin” diyor çiftçi. “Su faturasını en pahalı biz ödüyoruz ama yine de sularımız kesiliyor” diye ekliyor. Karşısında gençten, toy, kendinden yaşça büyük insanların karşısında güneş gözlüğü, eller belde, köylüye kendince yanıt vermeye çalışan bir MUSKi çalışanı var. Köylü derdini anlatadursun genç sorumlu sadece kendini anlatmaya çalışıyor. Köylüyü ne kadar anladı bilmiyorum. Tartışmaya girmese, savunmaya geçmese sadece notunu alsa, tepkileri, soruları ileteceği bir büyüğüne bu işi danışsa farklı olacak ama onun aklına gelmiyor bu çözüm.
Gelelim halkın tabiriyle Muğla’nın diğer üvey evlatlarına. Kalitesiz hizmete karşı yazılan pahalı faturalara… Demet Akalın’ın pahalı su faturası isyanı, defalarca kez o gelmeden önce Bodrum’a ulaşan yazlıkçılar tarafından da dile gelmişti. Bodrum Belediyesi’ne, Marmaris, Fethiye Belediyesine bu yönde dilekçeler yazıldığını tahmin etmek güç değil. İlçelerde yaşanan bu sorunların Muğla Büyükşehir Belediyesine sirayet edeceği de açık. Sayın Akalın’ın sosyal medya gücü daha fazla kişiye bu sorunun varlığını duyurdu. Hal böyle olunca MUSKİ hemen açıkladı, dilekçelere tek tek verdiği cevabı bir de kamuoyu önünde dile getirdi: “otoparkınız var, bahçeli sitedesiniz, ortak havuzunuz var” bu şartlarda burada su faturaları böyle diye özetlendi durum. Bir de not düşüldü ; yine de talep edilirse gelinip bakılacağı kaçak ya da sorun keşfi yapılacağının altı çizildi. Halkın gündemini en iyi yansıtan sanatçılardan biri oldu bence Sayın Akalın. Ayda 18 Bin TL, 19 Bin TL su faturasının tatmin edici gerekçesi bu değil. Bu insanlar Ankara’da, İstanbul’da da buna benzer belki de daha lüks evlerde oturuyor. Niye Muğla’da dile geliyor bu isyan? Çünkü fatura bedelleri kıyaslandığında Muğla “çok pahalı” olarak anılıyor. Bunun önüne kim geçer, nasıl geçer bilmem. Ama bunu kim başarırsa süper kahraman ilanı peşinden gelir eminim. Pelerinde mi sorun var anlamadım bekliyoruz hala… Yahu Muğla, Türkiye’nin en çok yağış alan ikinci bölgesi değil mi?Alternatif kaynak nasıl bulamazsınız? Geyik Barajı’nın yapılış amacı mesela Bodrum’a su sağlamak mı? Termik santralin suyu hazır, kolay yol diye oraya yüklenmeye çalışıyor koskoca kurumlar. Bir de takmış kafayı deniz arıtmaya. Haydi tamam “işin uzmanları böyle karar kıldı” diyelim. Soruyorlar “ tuzunu ne yapacaksın? Deniz ekosistemini nasıl koruyacaksın? Halka suyun maliyeti zaten yüksek geliyor. Ek maliyet çıkarmadan bunu nasıl yapacaksın var mı formül?” cevap yok. Onu da geçtim. Bitez’de yaşayan vatandaş soruyor: “ Bitez Söğütlü Deresinin yatağına hangi akla uydun da beton döktün? Bu iş yasal mı? Betonu döküyorsun karadaki suyun basıncı azalıyor . Suya tuz karışıyor. Tarla hasat hak getire. Bu nedir?” diyor. 10 gündür cevapsız. “Engelli vatandaş için yol yaptık”dedi biri meclis üyesiymiş. Yani kardeşim yasal mı? Bu soruların yanıtı tek cümleyle açıklandı mı? Yazıyı noktalamadan bir konu var müsaadenizle altını çizeyim. Hem ilçe hem de büyükşehirde belediye emekçileri işinin başında. MUSKİ santral görevlileri kurum içinde saha ekiplerinden sonra en çok çalışan birim olabilir. Orada görev ifa edenlerin vatandaşın mağduriyeti ile ilgisi yok. Herkes görev alanı ve bilgisi dahilinde hizmet sunabilir. Mesela bizim sokak “ çöp konteyneri icat olmadı” diye biliyor. Hiç görmemiş çünkü ömrü hayatı boyunca. Apartman sakinlerinin kendi paraları ile aldığı çöp bidonları var. Üstlerinde apartmanların adı yazıyor. Başka evin önünde durmasınlar, adresi karıştırmasınlar, gezecek olurlarsa geri dönebilsinler diye künye gibi düşün. Onların kırıldığı döküldüğü parçalandığı yetmediği yerde evlerinin önüne, orası da yetmezse CHP’li vekilin otelinin arkasında kendi uygun gördükleri boşlukları “çöp alanı” diye değerlendiriyor mahalle sakinlerimiz. Daha hiç fotoğraf atıp paylaşmadım. Neden ? Çünkü her akşam Menteşe Belediyesi çöp işçilerinin tek tek gördükleri yerlerden çöpleri toplama çabasını görüyorum. Yönetimin oturtamadığı düzenin sorumlusu çalışan değildir! Ama isyanı, azarı onlar çeker. Muğla’da da maalesef bu oluyor zaman zaman duyuyoruz. Birebir şahit oluyoruz. Emekçi saygıyı hak eder küfrü değil! Bunun idrakinde olmamız gerekir. Vatandaşımız bilmeli; beceriksiz emekçi yoktur ama iş bilmez başkan çoktur bu memlekette. İşçinin aldığı maaş belli, çektiği çile belli. Bazılarında da işte cevapsız soru koleksiyonu merakı var. Liyakatsizliğin önüne geçemiyoruz! Ne diyem başka ben sana!
Haydi selametle!
Köşe Yazarlari
|
Yazarlar
|
marmarishaberi.com Marmaris Haberi | Güncel doğru haber sitesi Aradığını en güncel haberi burada bulabileceksiniz. |