Sorunun mu yoksa çözümün mü parçası olacağımıza  karar verelim

Marmaris’te detayını bildiğimiz ama aile ve bazı etik değerler nedeniyle basite indirerek yazdığımız “ Marmaris’te arkadaşların tartışması kanlı bitti. 2 ölü 1 yaralı” haberi sonrası bazı kişilerin güvenlik kuvvetleri vb.. kurumlarla ile ilgili bilgi sahibi olmadan fikir ürettiklerini gördüm.

Dünya’nın İncisi Marmaris’imiz son yıllarda çarpık bir göç dalgasıyla karşı karşıya kaldı. Aile cahil- eğitim yok, okullar sıkıntılı. Feodal tabir ettiğimiz mafya vb.. dizi-filmler yanı sıra sosyal medya ağları gelişme çağındaki çocuklarımızı ciddi etkiliyor. Hep derler ya “Tabaktaki bir çürük elma sağlamları da çürütür”. İlçemiz, rantın yüksek olduğu ve her türlü suçları işlemeye meyilli bir yer. Dünya’nın hangi ülkesine bakarsanız bakın turistik yerler suç potansiyeli çoktur (Kaçakçılık, uyuşturucu vb..). Karşımızdaki kişilere suç atmak çözümden ziyade sorunun yumak hale gelmesine neden olur. Bir birey olarak oturmasını, kalkmasını ve eğlenmesini bileceksin. Kavga etmeyeceksin, etmemeye çalışacaksın. Öyle bir yozlaşma mevcut ki . Yat Limanı’nda resmi üniformalı polis bir kişiden şüphelenip kimliğini istiyor. Şahıs “ sen polis misin kimliğini göster” diyor. Herkesin başına bir polis dikemezsin. Sen bir vatandaş veya işletmeci olarak görevini yerine getireceksin. İşletmen saat 01.00’de kapanıyorsa buna uyacaksın. Ayağına kapat diye 10 defa polis gelmeyecek. Apartmanında, sokağında, mahallende, gezdiğin yerlerde saygılı olacaksın. Başta dediğim gibi sosyal medya, mafya dizileri, çürük elma misali arkadaş ortamları yozlaşmış-saygısız-seviyesiz-sevgisiz-kaba bir insanlar topluluğu mevcut. Kuralsızlığı sanki yasa veya genelgeymiş gibi hale getirmiş bir yapı söz konusu. Tabii sorunun değil çözümün parçası olmak istiyorsak kamu kurum kuruluşları, adalet, güvenlik kuvvetleri, stk, dernek ve bireyler top yekûn mücadele vermelidir. Adalet derken suçun cezasız kaldığı toplumda gayrimeşru işlerle uğraşanlar veya suça meyilli olanlar güç kazanmakta. 23 yıllık polis-adli muhabirliğimde son yıllarda bu kadar adalet terazisinin oynadığı dönem görmedim. Savcı ve yargıçlar, bir suç işlendiğinde karar vermeden önce kendisi-ailesi gözü önüne gelip doğru-yerinde işini tarafsızca yapmalıdır. Bir dönem olduğu gibi kendine bir şey yapıldığında şahsı 36 saat gözaltına alıyorsan, evine hırsız girdiğinde daha işlemleri tamamlamadan cezaevine gönderiyorsan aynı hassasiyeti mağdur vatandaş içinde göstereceksin.

Marmaris Motosikletli Yunus polisleri her gün şok denetim yapıyor ve ruhsatsız silah, uyuşturucu başta olmak üzere aranan şahısları yakalıyor. Bir hafta içinde yapılan şok denetimlerde 15 ruhsatsız tabanca ve 20 kişiden çeşitli uyuşturucu madde ele geçirildi. Marmaris’in kısıtlı personel, çalışma şartları, ekonomik giderleri çok ağır. Tabii Türk polis için bunlar bahane değil. Hepsini yakinen takip ediyorum. Özverili şekilde görevlerini yapmaya çalışıyorlar. İnsan ile uğraşmak çok zor. Adalet, sistem bozukluğu olunca sorunlarda katlanıyor. Şu an Marmaris’te görev yapan memurların yüzde 70’i gitmek için dilekçe verdi. Bu düşündürücü bir durum.

Herkesin ve kurumun ayrı ayrı bir sürü dertleri-problemleri mevcut. Problem üzerine bahane ve sorunlar eklenerek çözüme kavuşmaz. Marmaris yöneticileri öncelikle şunu bir netleştirmeli. Sorunun mu yoksa çözümün mü parçası olacaklar?  Yada günü kurtarma denetim ile cümleler kuracak. İnanıyorum ki benim gibi bir çok meslektaşım aynı görüşte ve çözüm için el vermeye hazır.