Ne çok bölünmüşüz...

 Farkında mısınız? Gününüzü kutlarken  "kalemini satmayan" yazıyorlar, aranızda kalemini satanlar var demek ki..

 "Halkın hakkını gözeten" yazıyorlar gözetmeyene de "gazeteci" deniyor demek ki...

 "Daha iyi şartlarda, hakkınızı alarak yaşadığınız günlerde de kutlayalım" diyorlar.

 Gazeteci,  halkın nazarında, kendi hakkını  savunamayan, ezilmiş ve ezilmekte olan bir sınıfı temsil ediyor demek ki...

 Haa bir de diyorlar ki, kutlama mesajlarında "menfaatine göre eğilmeyen, kimsenin kuklası olmayan" bunun için tek bir cümle yazmayacağım!

 Bu mesajlar toplumun gazeteciyi nasıl gördüğünün açık beyanı!

 Gazetecilik neydi? Ne oldu? faslına girmeyeceğim hiç!

Çalışan, çalışmayan gazeteci ayrımını da  hiç anlamam mesela. Çünkü ,bazı meslekler vardır. Yaşam tarzına dönüşür. Gazeteci tatile diye çıkar. Gittiği bölgede orman yangınına denk geldiyse mesela kendini yangının ortasında bulur! 

 Emekli olsanız bile aklınız hep öyle çalışır, dünyaya hep öyle bakarsınız.

 Neyse, çalışan, çalışmayan, çalıştığını zanneden, kendisine "gazeteciyim" diyen, gazetecileri temsil ettiği iddiasında hür,  herkesin gününü tebrik ederim.

 Ortadaki pasta bu, yiyen herkese afiyet olsun.

 Biz mi? Biz "niyetliyiz" kardeşim!

 Haydi selametle...