Birçok arkadaşım seçilen adayların demeçlerini takip ediyor. Emek veriyor, hepimize duyuruyor. Birkaç arkadaşım öne çıkan adayların pozitif yönlerini ve seçilme şanslarını araştırıyor ve bunları dile getiriyor.

 Ben ve benim gibi biraz deli olanlar da halk tepkilerine, verilen kararlara itirazı olanlara kulak kabartıyor.

 Dilerseniz önce Cumhur İttifakı ile başlayalım.

 Muğla Büyükşehir Adayı Prof. Dr. Aydın Ayaydın, manşetlere yansıyan sözleriyle kendi partisinden de olmak kaydıyla eleştiri yağmuruna tutuldu. Önce "yaşam tarzlarına müdahale etmeyiz" dedi Mehmet Metiner'in tepkisine gark oldu. Ardından "Perşembe Pazarını Kaldıracağız" dedi. Sebep belirtmedi. Yeni yer göstermedi. Üstelik Muğla için bir kültür, bir yaşam tarzı, ekonomi için de iyi bir dişli olduğunu da görmezden geldi. Yetmedi pazarı esnafı gezerken koruma ile dolaşmaya karar verdi. Burası neresi, burada böyle bir istihdama neden gerek gördü? sorusunu peşinden sürükledi kapı, kapı. Bunlar halkın dile getirdikleri. Fotoğraflara manşetlere bakınca oldukça net bir tepki.

 Çok büyük projeleri var ancak Göcek Tüneli 2027'ye kadar ücretli! Teşkilat tarafından benimsenmediği eleştirisini de es geçmemek lazım. Şimdiye kadar hiçbir Büyükşehir Adayı 50 kişilik bir heyetle karşılanmamıştı diyenler ve sürekli "yabancı" vurgusunu temcit pilavı gibi öne sürenler AK Partililer! Bu durum köşe yazarlarına ve haberlere de konu oldu. Bir de temayül yoklamasına katılan isimlerden Mehmet Melih Tatlıcı teşkilattan bağımsız Ankara'dan gerçekleşen bu atamaya tepki gösterdi. Yeniden Refah Partisi ile anlaşarak Büyükşehir potasında yerini aldı.

 Gelelim Atatürk'ün partisi diye altı defalarca çizilen Cumhuriyet Halk Partisine.

 CHP,  Büyükşehir Aday Adaylarının içinden Bodrum Aday Adayını Büyükşehir için değer gördü. Önceki cümle kadar kafası karıştı siyasetle ilgilenen herkesin. Mevcut Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, şimdi aynı zamanda Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu. Bodrum milliyetçileri ikiye ayrıldı: Çok mutlu olanlar da var. "Böyle iş olmaz" diyenler de... Her iki cephenin de kendince haklı tarafları mutlaka mevcuttur. Tepkiler herkesin vicdanına aittir ve vicdanının ekmeğini yemek pek tabi ana sütü gibi ak ve helaldir. Tepki gösterenler olumlu olumsuz sosyal medyada iletilerde fikri paylaştılar. Ancak kahvelerde kulislerin yeni durağı açık ara  Twitter'da  https://x.com/erknckr49?s=20  profilinde yer alan ifşa iletileri oldu. Profildeki iletilerde  yelpaze hayli geniş. Erkan Çakır'ın kendisi hakkında verdigi bilgiye göre CHP Eski Muş Gençlik Kolları Başkanı. Yani eleştiriler ve ifşalar dışarıdan değil içeriden. Hesap Muğla halkının takibine, halk kulisine çoktan girmiş ben de kahve ziyaretimde öğrendim. Partili, partisiz herkes bu hesaptan yayılan bilgi ve belgeleri konuşuyor. Videolar, belgeler ardı arkası kesilmeden geliyor. En çok etkileşim Bodrum ve Muğla ile ilgili iletilerde. Haksızsa hukuk mücadelesine, yok değilse ilgili açıklamaların kamuya acilen yapılması davetine yer vermek isterim. Burada açıklananlar kamu vicdanına sığmaz zira! Seçim öncesi bir savaş ise onun da halk nazarında  bilinmesi gerekir. Muğla'da CHP örgütünün asıl tepkisi "ön seçim" vaadinin tutulmamasının bir adım daha ilerisine geçti. CHP'nin halk  kulisinde şu cümleler  açık açık dile geliyor: "İlçe başkanları ve il başkanları aday seçimi konusunda etkisiz ve yetkisiz bırakıldı. Ne zaman ilçe başkanına bir aday ile ilgili görüş belirtmek istesek "bize de sormuyorlar abi!" diye dönüş alıyoruz. Görüşleri var ama dile getirebilecekleri bir alan açılmıyor. Dahası Genel Merkez tarafından bu kadar etkisiz kılınmış olmaları da bizim örgüt anlayışımıza ters düşüyor " Dedikleri doğruysa zaten aday belirleme sisteminin atamaya döndüğü aşikar. Benzer söylemleri Muğla'da her ilçeden duydum. Anlaşılma yönünde sıkıntı yaşasam da zaman zaman. Kişiler ile değil kavram ve olgularla işim olduğunu tekrar vurgulamak isterim. Bodrum'da Ali Öztürk ve Emre Köroğlu, Marmaris'te Acar Ünlü ve Mehmet Baysal halka telefonda soruluyor. Bu bilgi genel merkezden. Bu kadar eleştirinin gırla gittiği bir yerde Bodrum ve Marmaris'te bu adayların dışında üçüncü kişiler aday diye açıklanır mı? "Son tahlilde anket sonucunda  çıkan ismi Büyükşehir adayımıza sorduk onun tercihi halkın dediğinin önüne geçti ve bu isimde karar kılındı  olur mu? Böyle olursa tepki istifaları gelir mi ?" Partinin akilleri şimdi bu soruların yanıtını da Perşembe günü gelmesi beklenen aday açıklaması ile birlikte merakla bekliyor. Son yayınlanan metinlerde  kapsayıcılık yerine keskin ayrıştırmalar olduğu da  termik santralde çalışan CHP'li yönetici ve maden  işçilerinden gelen sosyal medya iletilerinde açıkça ifade ediliyor.

 Son söz olarak tekraren yine başa dönmek gerekirse,

 1-Derdim adam kötülemek değil, dile gelen halk tepkilerini bir kez daha toparlayarak mevcut adayların halkın tepkisinden ders çıkararak  yol yürümelerine katkı sunmaktır.

 2- Önemli olan halka sağır olmamak ve kamu vicdanını yanıtsız bırakmamaktır. Bunun için şeffaf ve acabaları akıldan silecek iletişim ihtiyacı açıktır.

 3- Muğla Büyükşehir Belediye Başkanının seçileceği potada tepki oylarının geleceği bir alternatife yer   açmak demokrasinin gereği halini almıştır. Hem sağdan hem soldan güven oylarının toplanacağı adres kim ve ne şartta mümkün olur ? Ya da olmaz mı? Yaşayıp göreceğiz.

 4- Behçet Saatcı'nın işaret ettiği seçim analiz anketinde Muğlalı'nın sağ duyusu ne diyecek? Son sözün halka bırakılması inceliği  bu kadar olumsuz örneğin içinde  bence demokrasiye çok yakıştı.

 Velhasılı herkes tercihleri ile yaşar. Benim tercihim "dost acı söyler" düsturudur. Diğer tercih sahiplerine de saygım sonsuzdur.

 Son söz Efelerin Efesi Ulu Önderimiz  Mustafa Kemal Atatürk'e aittir:

 "Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!"

 Haydi selametle...