Kadın Ölür Rengi Solar Yaşamın…
Canan BAYKIZ 27.08.2024 İsim zikretmeyeceğim yazıda, yazıyı kimseye adamıyorum. Ucuz ve hırçın söylemleri ile siyasete, eyleme dökülmeyen halleri ile yığınlaşmış topluma da diyecek söz yok aslında. Ancak, Ata yadigarı bir cümlenin esareti olabilir bu yazının sebebi “ umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır.” Galiba gönül yorgunu olan bizlerin de hala umudu var. Bir sabah, rengi solan çiçeğe de değecek güneş ve onca yağmurların ardından bir gün mutlaka zafer iyiliğin olacak. Türkiye’de kadın cinayetlerini araştırmak zor. Çünkü; Türkiye'de partnerleri veya aile üyesi erkekler tarafından öldürülen kadın sayısına ilişkin veriler, ilgili devlet kurumları tarafından paylaşılmadığından, resmî veriler kadın cinayeti sorununun boyutunu yansıtmada yetersiz kalıyor. Belirli zamanlarda soru önergelerine verilen cevaplarda yer alsa da verilerde tutarsızlık göze çarpıyor. Veri toplayan sivil oluşumlar: Anıt Sayaç, Bianet ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu. Maalesef onların verileri de birbiriyle tutmuyor. İstatistiğini tutamadığınız yani takibini bile sağlıklı yapamadığınız bir sorunun çözümüne nasıl ve ne kadar sürede ulaşırsınız? Tek birleştikleri nokta, Türkiye’de 2002'den bu yana kadın cinayetlerinde 14 misli artış olması, bu özellikle 2009’da medyada ve siyasetçiler arasında çok tartışılmıştı oradan hatırlıyorum. İstanbul Sözleşmesinin imzalanmasına yol açan bu tartışmalar 2011’de azalan cinayetlere sebep gösterilmişti. Son açıklanan veri ise, medyadan toplanmış. Haber bültenlerinde yer verilen kadın cinayetlerine bakıldığında 1 Ocak-31 Aralık 2023 tarih aralığında 438 kadının öldürüldüğü kamuoyuna yansımış. Bu da demek oluyor ki, bültenlerde her gün bir veya iki taklit vaka var. Medya peki bu taklit vakaların artış gösteren ivmesinde kendi payını tartışıyor mu? Dünya batıdan doğuya, Türkiye doğudan batıya mı dönüyor acaba? Haber merkezleri eskiden üçüncü sayfa haberlerine karşı hayli katı bir tutum içindeydi. Özellikle taklit vaka doğuracak, topluma kötü örnek olacak haberler editör onayından geçip de ekrana yansımazdı. Şimdi “bu hassasiyetleri kim nereye kaldırdı? “ diye merak eden kaç kişiyiz dersiniz? Nedenleri değişmiyor ama. Namus, biatta eksiklik, denilene karşı çıkma,irade ortaya koyma, bir maldan farksız olduğunu anlatmaya çabalama, “ikinci sınıf değilim” isyanı, maddi yetersizlik…Üstelik anne de olsan değişmiyor, anneanne de olsan değişmiyor. Neslinin devamının ondan geldiğini anlaması bile güç, eril ama hayvandan dönüşümü tamamlanmamış bireyin. Kadının rahminden doğan, memesinden hayata tutunan, başka bir kadında döl tutan, neslinin devamını dişilden isteyen eril, beslenerek çoğaldığına hükmetmeye çalışıyor asırlardır. Çağ atladıkça, yıllar geçtikçe değişir sandığımız daha da gömülüyor cehaletin karanlığına. Kendi çocuklarını öksüz bırakacak kadar nasıl gözü döner insanın? Dün sevdiğinden bugün nasıl nefret eder? Aşk ve hınç kalpte aynı yere nasıl sığar? Allah ıslah etsin, karanlığını aydınlığına kavuştursun. En başından beri çok üzüldüğüm geride kalan evlatlar, analar babalar. Evladının acısıyla doluyken öksüz yavrulara çınar olmak, ayakta ölmek de zor… Böyle zamanlarda gerek yerel yönetimin gerekse ülke yönetiminde söz sahibi olanların demeçleri oluyor. Okuyoruz. Taziye mesajı ile kalsalar, fazla yoruma girmeden ne güzel olur. Ama bazıları illa rol devşirecek kendine. Toplumun yığınlaşmasında hiç payı yokmuş gibi cehaletinin, hamasetini ille bulaştıracak etrafa. Çözümsüz sorun yoktur. Her sorun çözülür. Ancak acıların gerçek olduğu yerde, söylemler ne kadar gerçektir? Eyleme dönmeyecek söylem ne kadar gereklidir? Sözünün arkasında duramayacaksan bilmelisin: Saygı duruşunun sessizi makbuldür… Böyle zamanlarda sessizlik artı yazar, çemkirmekten ziyade! Ve son uyarı cenazeden tam bir saat sonra gülerken dişlerinizi görmezsek fotoğraflarda, belki samimiyetinize bile inanırız…! Sözün özü; bizi bu ikiyüzlülük öldürüyor. Gücünün yettiğine yumruk, gücünün yetmediğine gülücük dağıtana bile bile susmanın faturası ağır ödeniyor! Başın sağ olsun Türkiye, kadın değil insanlık ve ahlak ölüyor!
Haydi selametle…
Köşe Yazarlari
|
marmarishaberi.com Marmaris Haberi | Güncel doğru haber sitesi Aradığını en güncel haberi burada bulabileceksiniz. |