Muğla’da Halk Söylüyor Ben Yazıyorum!
Canan BAYKIZ 15.11.2024 Evet evet yanlış okumadınız. Halkın tepkisi neye yükseldiyse onu yazıyorum. Protokol ağzıyla, patron ağzıyla yazan çok. Ne olmuş yani, mahallenin delisi yoktu beni de bu makama seçtiler. Baktılar olur olmaz yerde saç taramayı sevmiyorum. Bununla yetinmiyorum saç taramayı sevenleri de sevmiyorum! “Aaa deli bu” dediler,makam boştu ben oturdum. Yok mu itirazı olan? Şu biten soru cümlesi mesela psikolojiktir bilir misin? Neyi dedirtmek istersen onun sonuna getirirsin soru ekini. Karşındaki hemen alır sinyali “Yok” der. Gülümser, yoluna devam edersin. Girizgah bitti. Sadede gelelim! Muğla’da halkın gündemi inanır mısınız hala “insan taşıma araçları”! Perşembe pazarında elimde eşya, beni durduranların listesinde ne milletvekillerinin gönderdiği metinlerde yazdıkları var, ne de belediyelerin başarı haberleri. Yolda bana iletilen halk bülteni şöyle: Muğla Büyükşehir Belediyesinin haberlere konu olan “lüks insan taşıma aracı” bir tane değilmiş üç taneymiş. Havada insan taşıyan aracı da kiralanmak üzereymiş. Şimdilerde açılışı yapılan, farklı mekan ve tesislerde emeği olan kimselerin dışlandıkları toplantılar olmuş. Onların pek üstünde durmayan eski başkanların asıl sinirlendikleri ve içerledikleri ise bu har vurup harman savurmalarmış. Halkın, belediye bütçelerinin sağlıklı yönetilemiyor olmasından bağımsız, tepki gösterdiği bir diğer konu: 2024 Ocak başından bu yana su faturaları yüzde 40 artmış. Muğla genelinde bu sene, her geçen ay bir önceki aya göre pahalı gelmiş halka su faturaları. Vatandaş tepkisini şu cümleyle dile getiriyor: “Ne bu böyle market mi işletiyorlar? Akıllarına estikçe suya zammı olur? Kaldı ki günlerce evine su gelmeyenin faturasında düşüş bile yaşanmıyor. Geçen ay 10 gün yoktu evde su, yine aynı faturayı ödedik. Bu nasıl iş?” Sosyal medyada gruplarda da halkın susuzluk ve su faturalarına yönelik oldukça sert eleştirileri var. Canım halkım, bak tıpkı ben, hık demiş burnundan ben düşmüşüm. Söylüyorum "kimsede yumuşak tepki kalmadı." Sorsana, neden acaba? Halkın gündemi ile siyasetin gündeminin yerel, genel fark etmez bu kadar bağımsız olmasının sebebi ne? Üstü diyor ki “Şişhane”, alttan başka geliyor sesler “yok yahu Tophane”. Anlamadım neresi burası, akustiği bozuk hamamda kulaktan kulağa mı oynuyoruz? Mizahtan izaha gelelim. Merak ediyorum. Dalaman Belediye Başkanı ve Fethiye Belediye Başkanı da aynı ekolden değil mi? Onlar kafelerde çayı ve bardak suyu vatandaşa 1 TL’ye nasıl satabiliyor? Bakın, dikkatinizi çekerim, onların bu işi nasıl yaptığını yurttaş sorgulamıyor. Çünkü, halkın beklediği hizmet bu! Bodrum Trafo Kafe’de, Çökertme Kebabı fiyatı 500 TL nasıl oluyor? Bodrum’a giden bunu sorguluyor. “Çökertme Kebap'ını kebapçıda bu civarda bir fiyatla yiyeceksek eğer “belediyenin kafesi "etiketiyle piyasada hangi sebeple yer işgal ediyor?” diyor. Haksız mı? Görev aldığı bölgeye göre halkı düşünüp, halktan uzaklaşıyor mu Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanlarının ruh hali? Nasıl bir denge bu? Menteşe’de, Marmaris’te ,Ula’da, Bodrum’da halka ait taşınmazların satışı, belediye borçları sebep gösterilerek, mümkündür. Fethiye ve Dalaman’da ekonomik krizi, emeklinin evden çıkamaz halini hesaba katıp çayı, suyu 1 TL yapabilirsin. Bunun da “yapılabilir” olduğunu gösterirsin. Yani, canına yandığımın memleketinde, bölge bölge hava durumu gibi “ALTI OK” kavrayışında değişiklik gösterebilirsin. Öyle mi? Bodrum’da yağmur yağar. Marmaris’te güneşlenir, denize girerler. Menteşe’nin tepelerinde kar yağar. Coğrafyaya ayak uydurmak böyle bir şey mi? Haydi gel de şimdi Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca ve Dalaman Belediye Başkanı Sezer Durmuş’a, sadece dar gelirliyi değil topyekun geliri daralan tüm vatandaşların selamını ve teşekkürünü iletme. Dileriz; sayınız çoğalır. Milletin malını satış ihalelerine konu eden, yurttaşın daralan ekonomisine, ülkenin tasarruf tedbirlerine rağmen yurtdışı keşifleri ile halkın diline pelesenk olanlar nerede, siz neredesiniz? Yürek dolusu tebrik ederiz! Kafede karşılaşıp hal hatır sorduğum, 90 yaşındaki Halime Teyzenin, hala çalışmaktan eli nasır tutmuş 79 yaşındaki Ali Amcanın, “annem belediyede usta öğretici aldığı maaş çok düşük, kafede oturmak bize hayaldi ama çay 1 TL olunca artık mümkün” diyen 8 yaşındaki Elanur’un ve abisi 12 yaşındaki Alp Efe’nin, babası Dalaman Cezaevi’nde yatan, 20 yaşında hem çalışıp hem okuyan Ebru’nun ve biliyorum binlercesinin teşekkürünü iletiyorum, bu güzel hizmete emeği geçen herkese tek tek, var olunuz. Eğri oturup, doğru konuşalım. Zor günler elbet geçer. Önümüzde ekonomistlerin 2025 için çizdiği tablo belli. Tabloda pembe yok, siyah çok. O nedenle, eskiden hiç üstünde durmadığımız konser faturaları, müsriflik olarak görülen dış harcamalar doğal olarak daha çok gündemde. Halk, kendi dardayken, bol kepçeyle yaşayanlara uzaktan değil baya yakından mercek tuttu izliyor! Dahası 2025-2026’da daha da dikkatli bakacağız detaylara. Zira, bugün bulduğumuz su ve ekmeği belki yarın ya bayat bulacağız ya hiç bulamayacağımızın uyarısı da olasılıklarla birlikte masada. Mesela, Bodrum Karaova'da bugün ekmek olmuş 13 TL! 10 TL pahalı geliyordu oysa. Velhasıl millet pahalılığın, zor geçimin tam ortasında. Kiradan pazara parası kalan var, kalmayıp pazarcının attığı ile yetinen var. Milleti uykuda sananlar, kendi gördükleri rüyaya fazla dalmasınlar! Canım okuyucularım, Ne olursa olsun siz, müjdeci leylekten umudunuzu kesmeyin. O leylek, bu güzelim yurda muhakkak heybesi mutlulukla dolu, çıkıp gelecek. Cefası zor olanın sefası da büyük olacak elbet. Ama bugün, ama yarın, ama mutlaka gelecek. Dilerim, izahı olmayanın mizahı yüzünüzde hep tebessümü çağırsın. Unutmayın; karanlık ne kadar güçlü görünürse görünsün sonu hep aydınlığa çıkar. Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır. Biz, umudunu hiç yitirmeyenlerin izindeyiz! Haydi selametle…
Köşe Yazarlari
|
marmarishaberi.com Marmaris Haberi | Güncel doğru haber sitesi Aradığını en güncel haberi burada bulabileceksiniz. |