Muğla'nın ilçelerinden taşkın haberleri yağdı. Vatandaş isyanları sosyal medyada doldu taştı. Haber başlıklarına bile şöyle bir bakılsa neler neler çıkardı! Ama yerelde iktidarı eleştirmek yerel muhalefetin temsilcilerinin göz hizasının altında kalıyor...

Örneklerle açıklayayım da yanlış anlaşılmasın!

Örnek 1-Bodrum

Bodrum'da Mehmet Taşkıran 125 gündür diyor ki: "Bitez Söğütlü Deresi, DSİ'nin ıslah etmesi beklenmeden Bodrum Belediyesi tarafından beton dökülerek kapatıldı. Burada bir taşkın olursa can tehlikemiz var!" Tüm siyasi parti yetkilileri Yurttaş Mehmet'i sadece dinledi ve sustu.

Örnek 2- Menteşe

Muğla Büyükşehir Belediyesi, Muğla merkezdeki Yalçın İnan Parkını yeniledi. Menteşe Kent Konseyi Eski Başkanı Vehip Keskin sosyal medyasında paylaştı. Mevcut duruma yurttaşın tepkisini duyurduğu iletide,  eski yemyeşil doğa içindeki hali ile betona dönmüş  yeni halinin fotoğraflarıyla dedi ki: " Keşke hiç yenilemeseydi. Söylenecek çok söz var, en basit deyimle ‘YAZIK OLMUŞ’ diyelim. Doğal olanı yok etmeyi ve betonu modernleşme sanan utanç verici bir Ortadoğululuk var maalesef"

Muhalefetten ses çıktı mı?

 Hayır! Tıpkı Menteşe Halkı için toplanma alanı ve sığınak ilan edilen yeşil alana,  Karamehmet Mahallesinde yapılan market inşaatı gibi. Çoluk çocuk geçen sene "parkıma dokunma"  dedi. Soğukta eylem yaptı ne oldu? Duyan oldu mu halkın sesini?

Örnek 3- Marmaris, Bodrum, Menteşe, Datça Belediyeleri taşınmaz satış ihaleleri ve MUSKİ, MUTTAŞ taşınmaz satın alımları

Millete ait belediye taşınmazlarının borçlar bahane edilerek ihaleye konu edilen satışlarına “ret” oyu veren bir muhalif ses duydunuz mu? Sadece “çekimser” kalabildiler. Kimlere satıldı, hangi şartlarda satıldı peşine düşen, sorgulayanı oldu mu? Milletin malını satacak kadar paramız yoksa insan taşıma araçları ve gayrimenkul alımlarını hangi bütçeye göre yapıyorsunuz? Diyen çıkacak mı? “Cumhurbaşkanlığı makamıyla kendini eşitleyen belediye başkanları olursa maazallah” çekincesi bu kadar büyük mü?

Örnek-4 Açıklanan verilerle ilgili sözü olan var mı?

Kurumların Sayıştay Raporları, ilçelerde susuzluk sorunları, kuraklık tehdidi açıklandı. Muğla'nın siyasi aktörlerinin bu konularda sözü var mı? Avizelerden damlayan taşkın sular barajlara ulaşamıyor, toplanamıyor neden, merak edeni var mı? Kuraklığın önlenmesi için yapılacaklar listesi belli mi? Tanı belli takip ve tedavi nasıl olacak o belli mi?

Tüm bunların ışığında siyasetin yerel temsilcilerine soruyorum:

1-Muğlalı vatandaşın asgari ücret talebi nedir ?  Bunun araştırmasını yapan var mı? Kira diğer illere göre pahalı, ulaşım pahalı, suyu en pahalı alan iller sıralamasında zirveye oynuyor  Muğla. Dolayısıyla asgari ücret hesaplamasını Muğlalı için yapıp, şehrinizde açlık sınırı altında kimse kalmasın  diye bir çalışmanız oldu mu?

2-KYK yurtlarının dışında kalan öğrenciler aç mı yatıyor? Tok mu ? Bilen var mı? Onlar için bir projesi olan var mı?

3-Emekli maaşıyla  Muğla'da yaşamak nasıldır, hiç sordunuz mu emekliye? Dalaman'da Fethiye'de belediyeler 1 TL'ye çay ya da bardak su  satabiliyor. Marmaris'te, Bodrum'da, Ortaca'da, Seydikemer'de emekli yok mu?diye sormayı düşünen muhalefet erbabı neredesiniz?

4- Şeffaflık, hesap verebilirlik ilkelerinin gereğinin yerine getirilmemesi ve şatafat merakı ile yerelde gündem olan CHP’ye,  “ulusalda eleştirdiğinizi yerelde niye üstünüzde taşıyorsunuz” diyecek bir babayiğit var mı?

5-Yanlış verilen iskanlar, yanlış açılan imarlar, dere yataklarına yapılan konutlar ve işyerlerinin halka maddi manevi  maliyeti ne oldu? Bunun hesabını tutan var mı?

6- MUPA açıkladı: Vatandaş yemesinden, içmesinden, giyiminden yani temel ihtiyaçlarından kısmaya, kemer sıkmaya çoktan başlamış. Ancak "Muğla Büyükşehir Belediye bütçesi zor durumda Haziran ayına kasada para kalmaz" diyenler var. Halk arasında almış başını gitmiş olan bu söylemin kaynağının peşine düşen oldu mu? Bu cümlenin aslı astarı nedir Allah aşkına? Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin bir açıklaması olacak mı? Yoksa 2024 Sayıştay Raporunu beklemek daha uygun mu olur?

7-Muğla'dan Akyaka'ya hareket eden camı çatlak bir otobüsün yolda yolcusu içindeyken parçalanıp lime lime olmuş penceresi. Seyir halinde yolcu çekmiş sosyal medyada paylaştı. Şoförde kenara çekme falan yok, görevine odaklanışı can tehlikesini aşmış, izledik yurttaşın videosunda " Bu nasıl bir tedbirsizlik, denetimsizliktir" diye soran, olayı görüp peşine düşen var mı?

8- Hepsini bırakalım bir tarafa “halkçı söylemleriniz” genel seçim ziyaretlerinden önce eyleme geçer mi ? Geçmezse geçim sıkıntısının yanında  muhalefetin yapmadığı  muhalefeti de üstlenen  halk sizce sizin gelecek beklentilerinizi karşılar mı?

 Özetle son soru: Havada kalan muhalefete sahip çıkacak, hakkını verecek "bu koltuk boş değil" diyebilecek vatan evladı aranıyor. Aynaya bakıp sorar mısınız o siz misiniz?

Haydi selametle...