Osman Gürün'e Selam Yola Gafla Devam
Canan BAYKIZ 02.01.2025 MUPA Tanıtım Toplantısında kadınlar korunmaya muhtaç gösterilmişti. Yeni elimize geçen metinde de kadınlar ve gençler dezavantajlı gruba eklendi. CHP'de yapılan en büyük yanlışı açıklıyorum: Aksiyon, strateji ve hedefe kilitlenme zayıf. "Kemal Kılıçdaroğlu gitsin" dediler. Gitti. Muğla'da da "Osman Gürün gitsin" dediler. Başardılar. Neden gitmeleri gerektiğini açıkladılar. Ama boş kalan koltukları kim doldursun? Nasıl yol alsın? Amacı ne olsun? Yol haritası, rotası, hedefi ne olmalı sorularını boş bıraktılar. Hala "o boşluk zor dolar" diyerek verilen pozları izliyoruz. Genel merkezde Kılıçdaroğlu, Muğla 'da Başkan Gürün'ü arayanların sayısı artıyor. İnsan taşıma araçları, sadece süslemek için alınan, alındığı gibi duran tarihi eser yüksek değerli bina, halkın tepkisini çeken yurt dışı seyahatleri bir yana MUPA araştırmış halk yüzde 80 daha fakirleşmiş. İşte tam da bu fakirleşmeden sebep halkın gündeminden şatafat merakı düşmüyor! Enflasyonun bel büktüğü ortamda yükü de en çok kadınlar ve gençler üstlenmiş. Aslında metinde anlatılmak istenen bu. Ancak MUPA'nın metninde nasıl ifade edilmiş bakalım: "Başkan Aras: “Bölge ekonomisinin temel dinamiklerini daha çok gözeten stratejiler geliştirmek, kadınlar ve gençler gibi dezavantajlı grupları desteklemek ve ekonomik dayanıklılığı artırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz." Peki dezavantajlı bireyler kimlerdir? Sosyal, ekonomik, fiziksel veya duygusal açıdan kısıtlanmış veya toplumdan dışlanmış olan kişilerdir. Bu kapsam, engelliler, yoksullar, göçmenler, etnik azınlıklar için kullanılırdı. Yani şimdiye kadar böyleydi. Listeye korunmaya muhtaç olduğu daha önce ifade edilen kadınlar ve yanında gençler de eklenmiş. Çağ atlamadığımız, yerimizde saydığımız ve hatta gerilediğimizin sebebini bence güzel açıklamışlar. Kadın ve gençlerin dezavantajlı gruba eklendiği bir toplumda erkek milletinin sırtına yüklenen yükün ağırlığına bakar mısınız? Herkül müsün be mübarek? Vay maşallah erkek milleti ha gayret! Mottosuz olmaz "gölgelerin gücü adına güç sizde artık!" Halkın dikkatinden kaçmayan, bir diğer konu; Büyükşehir Belediye Başkanının çimento fabrikası konusunu kişisel mesele haline getiren açıklamaları. Çimento fabrikasına mı karşı fabrikayı yapanlara mı karşı ya da karşılıklı bir çekişme hali mi var? diye soranlar var. Ben de ilgili gelişmeleri takip ederken ayırt etmekte zorlanıyorum. "Başkan Aras Deştin için tüm paydaşlar ile bir araya geldi" başlıklı haber servis ediliyor. Kim var tüm paydaşların içinde diye bakıyoruz! Fabrikada çalışmayı isteyen köylünün temsili yok, akademisyen görüşü yok mesela Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Cevher Hazırlama Anabilim Dalı Prof Dr Taki Güler Hoca yok ya da bir meslektaşı, artıkları toplanacak mermer fabrikalarının yönetimlerinden ve dolayısıyla ilgili STK temsilcilerinden kimseye ayrılmış tek bir koltuk yok. Ayrıca çimento fabrikası kurmak isteyen firma temsilcisi de toplantıda yer almıyor. Tek tarafa "tüm paydaşlar" deyip sorgusuz sualsiz yayın nasibi de bazı yerel gazetelere düşüyor. Hayırdır neden? diyen yok... Mermer fabrikalarının artıklarını hangi kurum ya da kim nerede topluyor? Nasıl bertaraf ediyor? Termik Santrallerinin kül barajlarında biriken küller ne şekilde doğaya zarar vermeden alınıyor? Bu konuda ne yapılıyor? Yatağan Termik Santralinden çıkan işçiler seçim arifesinde söz verildiği gibi mağdur edilmeden belediyeler tarafından işe alındı mı? MUPA'nın açıkladığı verilerde halka destek için istihdam koşulları, refah payını arttırma için üretime katkı sunma hedefinde Muğla'da geliştirilen projeler neler ? Gençlere burs,staj, istihdam, kadınlara iş sahası açmak için ne zaman, hangi aksiyon planıyla harekete geçecek il yönetimi yetkilileri? Bu konuda hangi kurumlar ile işbirliği toplantıları var gündemde? Türkiye ekonomisinde bilinen gerçekleri bölge bölge dağıtarak çift analizlerle varmak istediğimiz yer neresi? Buyurun size ayak üstü, cevapsız kalacağından ve sükutun ikrardan geldiğine emin olduğum yeni sorularım. Siz cevabı düşünün. Ben üç aylarınızı tebrik ederken bazı büyüklerimize "Gelin bakem, öpüşün barışın, el ele vermenin tam zamanı" çağrısı yapayım!
Haydi selametle...
Köşe Yazarlari
|
marmarishaberi.com Marmaris Haberi | Güncel doğru haber sitesi Aradığını en güncel haberi burada bulabileceksiniz. |