Toprağı Vermiyoruz Ama Kime Karşı? Ah CHP Vah Cumhuriyet!

Dün Muğla’da toplandılar. Nedense hayli dar uzun bir alanda. Ne dediler?  “Toprağımızı vermiyoruz”

İyi. Güzel. Duygusal. Romantik. Pankart hazır, megafon çalışıyor, Instagram filtresi tamam.

Nefis için her şey tamam.

Ama bir şey eksik!

Akıl nerede?

Yerli enerji üretimi acil durdurulmalıymış… Neden? Diye soruyorsun.

 “Çevre katliamı!”

“Devlet doğayı satıyor!”

“Direne direne kazanacağız!”

Diye bağırıyorlar.

Bağırmak kolay. Ama kimse şunu sormuyor:

Elektrik nereden gelecek?

Santrale karşısın. Yerli kömüre karşısın. HES’e karşısın. Nükleere zaten düşmansın.

Doğalgaz desen, Putin’e el açıyorsun. İthal kömür? Kolombiya’dan geliyor. Rüzgar gülü kurmaya kalksan, kuş göç yolu diyorsun. Güneş paneli dersen, “arazi işgali” diyorsun.

Eee?

Fişi nereye takacaksın? Sürekli kesintisiz enerji talep ettiğin devlet ne yapsın? Enerji arz güvenliğini  sağlamasın  da senin  hayal gücün kadar mı aydınlanalım?

Bakın sevgili romantikler…

“Toprak” diyorsunuz ama toprağın altına, üstüne, emeğine, üretimine düşmansınız.

Sadece tepki var!

Çözüm yok. Plan yok. Öneri yok. Devletine destek olmak yok!

Ve en acıklısı ne biliyor musunuz?

CHP’nin bu işin en önünde yürümesi.

 “Yerli kömüre karşıyız” diyorlar. Peki iktidar olunca  hangi enerjiyle memleketi yöneteceksin?

Uzaydan mı çekeceksin elektriği? Senin planın ne ? Cevap yok! İsyanı bitirse düşünmeye başlayacak anca.

Senin genel başkanın dün “işçilerin yanındayız” dedi, bugün “termik santrali kapatalım” diyor.

Hangisi?

İşçiyi mi savunuyorsun, slogan mı atıyorsun?

Kendinle çelişiyorsun!

Günübirlik siyasetle oy avlıyorsun. Halkın değil, sosyal medya algoritmasının peşindesin.

Cumhuriyet Halk Partisi  bir zamanlar:

Devlet kurdu. Sanayi kurdu.

Şeker fabrikası kurdu. Enerji planı yaptı. Maden işletti.

Bugün ne yapıyor? Retweet atıyor!

Bugün CHP’nin “toprak savunması” adı altında yaptığı şey, milli enerjiye karşı çıkmak, işçiyi aç bırakmak,

devleti millete karşı  hedef göstermek…

Ve en kötüsü:

Atatürk’ün kurduğu devletin enerji politikasına savaş açmak.

Gazi Paşa, 1935’te Sivas-Erzincan arasında petrol aramak için ekip yollamıştı.

1937’de Keban Barajı fikrini ortaya atmıştı.

1940’ta Etibank’la kömür çıkarmaya başlamıştık.

1950’ye geldiğimizde kendi demir çelik tesislerimiz vardı.

Bugün?

Kömüre karşı miting düzenliyoruz. Dahası bunu yapan partinin adında hâlâ “Cumhuriyet” yazıyor.

İroni burada değilse nerede?

O yüzden soruyorum: Toprağımızı vermiyoruz, güzel… Fakat  kime karşı vermiyoruz?

Yerli üretime mi?

Kendi madenimize mi?

Kendi işçimize mi?

Kendi devletimize mi?

Yoksa her seçim öncesi vitrin değiştirip, seçim sonrası camları indiren siyasetçilere mi?

Ben toprakçıyım.

Ama toprağın altında yatan emeğe de, alın terine de, devlet aklına da sadığım.

Kömürü Kolombiya’dan getirmek yerine

Zonguldak’tan çıkarmak

suçsa…

Sen çok haklısın ve  ben  suçluyum kardeşim.

Yok öyle bedavaya romantizm.

Miting bitince elektrikli arabana binip eve dönüyorsan…!

Bu ülkeyi termik santrale de nükleer santrale de muhtaç bırakan sensin…Peki sen baz yük santral nedir bilir misin? Bilmezsin…

O halde kıt bilginle  toprak değil, mizah savunuyorsun demektir.

Haydi selametle…

Yayınlama: 29.09.2025
A+
A-
REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.