Dün istifa ettim, bugün başkanım. Terk ettiğim makamdan mesaj atıyorum.
Niye ki?
AK Muğla’dan iki SMS ulaşıyor Muğla’daki üyelerine. Önce Cumaları hayırlanmış.
Ardından, 19 Eylül Gaziler Günü kutlanmış. Ne güzel.
Altında imza: AK Parti Muğla İl Başkanı. Nasıl yani jet hızıyla mı atandı desek o değil! İstifasını kendisi takdir eden başkanın imzası var, mesajların altında. Kendi şahsi sosyal medya hesaplarından da görsel çalışması ayrıca iletildi meraklısına. Yani bu bir sistem hatasına da pek benzemiyor.
Yalnız küçük bir ayrıntı var. AK Parti’nin İl Başkanı bu mesajı atmadan bir gün önce görevinden ayrıldığını açıklamıştı. Hem de şöyle afili bir cümleyle:
“Genel Merkezimizin bilgisi dâhilinde, kendi takdirimle görevimi bırakıyorum.”
Takdir etmiş. Aşılageldiği gibi görevden affını istememiş. AK Parti için eşine az rastlanır bir durum bu. Ama şimdi soruyorum:
Hangi İl Başkanı kutladı takipçilerini ? Görevi bırakan mı, bırakamayan mı, yoksa hâlâ sistemde “aktif” gözüken pasif bir başkan mı?
Bu ülke çok bürokratik mucize gördü. Fakat şimdi yepyeni bir türle tanıştık:
“İstifa eden ama hâlâ görevdeki kişi.”
Adeta bir politik hayalet.
Bak dostum! Burası Türkiye.
Bizde “istifa” kelimesi bile üç katmana ayrılır:
Gerçekten kendi iradesiyle istifa eden (Nesli tükenmek üzere) ,
Baskıyla istifa eden ama ‘kendi isteğimle’ diyen (Bu tür çok yaygındır),
Görevden alınmış ama istifa etmiş gibi gösterilen.( Yeni trend bu)
Şimdi buna dördüncüyü ekliyoruz:
“İstifa ettiğini açıklayan ama ertesi gün istifasını ilettigi makamdan mesaj ileten.” ( Tek ve yegane sadece Muğla’da)
Altını kalın çizelim; burada meselemiz şahıs değil. Eminim saygıyı hak eden biridir. Ama esasen konumuz bu değil.
Neden ? Çünkü ; bu karışıklık ne biliyor musunuz?
Şeffaflıkla vitrin arasındaki mesafe.
Gerçekle görüntü arasında, kamuoyuna ne gösterelim arasında sıkışan bir sistem.
Yani görevden alma mı oldu, yoksa “sen istifa et biz de seni üzmeyelim” mi dediler? Yoksa “az dur bekle, yeni aday yok daha, biz seni sessizce görevde gibi gösteririz” mi? Hangisi? Anlamakta zorlanıyoruz: Çok bulutlu…
Üyelere SMS geldi mi? Geldi. Başkan kendi sosyal medyasından bu iletileri paylaştı mı? Evet.
Altında başkan imzası var mı? Var.
Görevde mi? Eh… onu da siz takdir edin demek isterdik de gerçeği tek bilen genel merkez.
Ve son olarak, bu yazının yazarı belki görevden alınmıştır. Belki de ben takdir edip yazmayı bıraktım.
Ama altında imzam duruyorsa, demek ki ben hâlâ yazarım.
Zaten, önemli olan benim ne olup ne olmadığım değil ki dostum. Sistemin, halkı yanıltıcı bilgilere karşı şeffaflık ilkesi ile devreye girip girmeme meselesi!
Bir de medya konusu var tabi. Muğla’da görevden alma mı yoksa kendi takdiri ile istifa mı var ? İkisi arasında dağlar kadar fark var? Diyeni gördünüz mü? Kim ne derse onu mu yazarız, yoksa sağlam haber kaynaklarını mı esas kabul ederiz?
Zira, şeffaflık yoksa güvensizlik vardır mutlaka. Biz, güvensizlik değil şeffaflık isteriz.
Ustam şeffaflık ve hesap verebilirlik altın gibi değerlidir, sizde bir gram kadar şeffaflık vaaa mı?
Haydi selametle…